Uluslararası kadın ve toplumsal Gelişim Derneği farkındalığımızı arttırıyoruz söyleşisinde bu hafta
‘Ben kimim’ konusuna değindi
‘kim olmadığını farket ve kim olduğunu hatırla’ başlıklarında
Kuantum ve Manyetizma şifa uzmanı eğitmen Zehra Köse ayrıntılı bilgi verdi.
BEN KİMİM?
Bir sabah gözlerini açarsın ve her şey yerli yerindeyken içinden bir ses yükselir: “Ben kimim?”
İşte bu soru, uyanışın kapısını aralar.
Bilinçaltı: Görünmeyeni Görmek
Çoğu zaman kim olduğumuzu zannettiğimiz şey, aslında bize öğretilmiş inançların ve deneyimlerin toplamıdır. Bilinçaltı, çocukluk izleriyle, toplumsal kalıplarla, bastırılmış duygularla doludur. Her seçimde, her korkuda, her savunmada o derin kayıtlar konuşur. Kendimizi tanımak, bu görünmeyen yönümüzü sevgiyle fark etmekle başlar.
Egosal Benlik: Maskelerimiz
Ego, hayatta kalmamız için vardır ama zamanla bize kim olduğumuzu unutturur. “Ben başarılıyım, ben güçlüyüm, ben yetersizim, ben yalnızım…” der. Bunlar sadece geçici kimliklerdir. Ego, ayrılığı yaratır; öz benlik ise birliği hatırlatır. Maskelerimizi indirdiğimizde hakikate yaklaşırız.
Öz Benlik: Hakiki Varlığımız
Öz benlik, yaradılışın saf halidir. Koşulsuz sevgiden, birlikten, bilgelikten oluşur. Sessizliğin içinde, kalbin derinliklerinde, zamandan bağımsız o varoluş parçası hep oradadır. Onu bulmak için dışarıya değil, içeriye bakmak gerekir. Çünkü biz, isimlerin ve hikâyelerin ötesinde, ışığın ta kendisiyiz.
Kimliklerin Ötesine Yolculuk
Bu yaşam, bir hatırlama sürecidir. Kim olmadığımızı bıraktıkça, kim olduğumuzu anımsarız. Her yüzleşme, her kırılma, her dönüşüm bizi özümüze yaklaştırır. Ve sonunda anlarız:
Ben beden değilim.
Ben hikâyem değilim.
Ben geçmişim ya da geleceğim değilim.
Ben saf bilinç, yaşayan sevgi ve yaradılışın aynasıyım.
Sonuç:
“Ben kimim?” sorusunu sormaya cesaret eden, kendini hatırlamaya başlamıştır. Ve bu hatırlayış, hem bireyin hem kolektifin uyanışıdır.
Kendini tanıyan, dünyayı da dönüştürür.
İnteraktif gerçekleşen söyleşi sonunda dernek başkanı Nurten Anıl Zehra köse’ye teşekkür belgesi sundu
